süt
aysun hanım, ineklerini ve işini çok seven (imrendim!); güvenli, taze, gerçek sütü silivri'de bulunan gündönümü adındaki çiftliğinde sağıp kapımıza kadar getiren güleryüzlü bir sütçü; cem onu çok sevdi ve bu sabah misafir edemediğimiz için hayalkırıklığına uğradı. benim için sütçüden süt almak hiçbir zaman ihtimal dahilinde olmamıştı, kasım'da günlük süte geçmiş ama bu hafta yeniden organik süte dönmüştüm; süt kaosum bugün sona erdi, çok mutluyum.
aysun hanim: aysun@gundonumu.biz.tr
pandora'nın kutusu
pandora'nın kutusu bu hafta gösterime girdi ama nedense çok az salonda oynuyor. bugün cem'in çıkışına yetişebilmek için (cem'in yuvasında gün erken bitiyor) onu yuvaya bırakıp film için karşıya geçtim ve filmden çıkar çıkmaz da onur'u aradım, iş çıkışı direkt sinemaya gitsin diye. filmi çok beğendim, bence yeşim ustaoğlu'nun en güzel filmi, üzerimdeki etkisi uzun süreceğe benziyor. böyle filmlerle daha sık karşılaşsak keşke. şimdi onur sinemadan geldiği zaman konuşuruz, ben yazamam ama belki onu film hakkında yazmaya ikna edebilirim.
gün eksilmesin penceremden
dün gece başladığım cahit sıtkı tarancı'nın öykü derlemesinden bahsedeyim bir de son olarak; şairin bir şiirinden almış kitap adını, gün eksilmesin penceremden. '37-'57 yılları arasında yazılmış 43 öykünün bu başlık altında basılmasını erdal öz istemiş ama ne yazık ki basıldığını görememiş; kitap onun anısına adanmış.
cahit sıtkı tarancı'yı şair olarak bilirdim. bu kitapta bana eski fotoğrafları hatırlatan çok güzel kısa öyküleriyle karşılaştım. öyküler bir araya getirilirken eskimiş sözcüklere dokunulmamış, onun yerine kitabın sonuna minik bir sözlük eklenmiş. uzun zamandır arayıp bulamadığım bir tadı alıyorum bu öyküleri okurken.